Üzeyir Lokman ÇAYCI :  İNANÇ DIŞINDA KALANLAR
22 pages
Turkish

Üzeyir Lokman ÇAYCI : İNANÇ DIŞINDA KALANLAR

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
22 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

İNANÇ DIŞINDA KALANLAR Üzeyir Lokman ÇAYCI Dışardan nasıl görünüyoruz? Geçtiğimiz günlerde tatilini Türkiye’de geçiren bir Fransız öğretmen arkadaşım bana : «Üzeyir, Türkiye de bu kez gittiğim zaman,Hıristiyan bayanların sayısında epey artış olduğunu gördüm.» dedi. Ben de ona bunu «nasıl tespit ettiğini» sordum. O «epey sayıda rahibe gibi örtünmüş bayan gördüğünü ve epey sayıda kilise evlerinin açıldığını duyduğunu» söyledi. Ben Türkiye’de olup bitenleri ona açıkladım : «Biliyorsun Türkiye’de Amerika tarafından kurdurulduğu çeşitli belgelerle tescillenen AKP isimli bir parti var. Adalet ve Kalkınma Partisi gibi benzer adlarla emperyalistler tarafından, ampul, ışık, lamba gibi sembollerle hedef haline getirilen İslâm ülkelerinde kurdurulan partilerden biri… Sembolü de ampul… Senin gördüğün bayanlar türbanla hıristiyan görüntüsüne dönüştürülen Müslüman bayanlar…» Öğretmen arkadaşım gülümsedi ve bana sordu : «Bu parti yöneticileri buna neden gerek duydular ? Müslümanları Hıristiyan gibi giydirmekle neyi ifade etmek istiyorlar ?» Bu cevaplandırılması oldukça zor bir soruydu… Siyasî telkinlerle türban takarak Müslüman kadınlar dinlerini kaybettiler Sesizce gerçekleştirilen, derinliği bilinmeyen bu hazin görüntüyü ve dünyaya yansıma şeklini umursayan olmadı. Ne yazık ki ön plana getirilen propagandalar içinde inananlar kayboldular. Kur’an-ı Kerim bu tür tuzağa düşmelere çok güzel cevaplar vermektedir.

Informations

Publié par
Publié le 27 mars 2020
Nombre de lectures 65
Langue Turkish
Poids de l'ouvrage 16 Mo

Extrait

İNANÇ DIŞINDA KALANLAR
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Dışardan nasıl görünüyoruz?
Geçtiğimiz günlerde tatilini Türkiye’de geçiren bir Fransız öğretmen arkadaşım bana : «Üzeyir, Türkiye de bu kez gittiğim zaman, Hıristiyan bayanların sayısında epey artış olduğunu gördüm.» dedi. Ben de ona bunu «nasıl tespit ettiğini» sordum. O «epey sayıda rahibe gibi örtünmüş bayan gördüğünü ve epey sayıda kilise evlerinin açıldığını duyduğunu» söyledi. Ben Türkiye’de olup bitenleri ona açıkladım : «Biliyorsun Türkiye’de Amerika tarafından kurdurulduğu çeşitli belgelerle tescillenen AKP isimli bir parti var. Adalet ve Kalkınma Partisi gibi benzer adlarla emperyalistler tarafından, ampul, ışık, lamba gibi sembollerle hedef haline getirilen İslâm ülkelerinde kurdurulan partilerden biri… Sembolü de ampul… Senin gördüğün bayanlar türbanla hıristiyan görüntüsüne dönüştürülen Müslüman bayanlar…»
Öğretmen arkadaşım gülümsedi ve bana sordu : «Bu parti yöneticileri buna neden gerek duydular ? Müslümanları Hıristiyan gibi giydirmekle neyi ifade etmek istiyorlar ?»
Bu cevaplandırılması oldukça zor bir soruydu…
Siyasî telkinlerle türban takarak Müslüman kadınlar dinlerini kaybettiler
Sesizce gerçekleştirilen, derinliği bilinmeyen bu hazin görüntüyü ve dünyaya yansıma şeklini umursayan olmadı. Ne yazık ki ön plana getirilen propagandalar içinde inananlar kayboldular. Kur’an-ı Kerim bu tür tuzağa düşmelere çok güzel cevaplar vermektedir. Babanızın veya siyasetçilerin size yaşattıkları dini yaşamayın, onların size öğrettikleri yanlış, hatalı, kusurlu olabilir, bu sebeple bizzat kendiniz öğrenerek dininizi yaşayın, denilmektedir.
Müslüman hanımlar AKP’nin çirkin dayatmalarıyla türban örttürülerek rahibeye benzetildiler ve Kuran’a uygun olmayan bir davranışa sürüklendiler… Emperyalizmin AKP yöneticileri vasıtasıyla Türk toplumunu ve Müslümanları yozlaştırma faaliyetleri günümüzde dikkat çeken boyutlara ulaştı.
AKP tarafından nasıl Pazaryeri Camisi kiliseye çevrildiyse kadınlar da rahibe görüntüsüne sokuldular
AKP yöneticileri sanki Türkiye dışında yaşayan bireyler gibi, hiç görev sorumlulukları yokmuş gibi Türk Vatandaşlarının mahremiyetlerine girilmesi gibi iğrenç, anayasaya aykırı kaset terörünün boş verin üstlerine gitmeyi, bunu propaganda amaçlı olarak kendilerine siyasi çıkar malzemesi olarak kullandılar. Türkiye’yi şekillendirmek isteyenlere bakmamız yeterli… Göründükleri gibi olmayanaların, oldukları gibi görünmeyenlerin maharetleri henüz anlaşılmadı. Dine ve Diyanete duyulan güveni ortadan kaldırmak için ne kadar çirkin yol varsa denendi! Şirk yaygınlaştırıldı. Yaygınlaştırmakla kalınmadı, şirk sahipleri hiç ayırım yapılmadan birer birer ödüllendirildi !
«Tanrı yaşasaydı, AK Partiye oy verirdi» denildi. Buna hiç kimse tepki göstermedi. Bakara Sûresi’yle «bakara makara» diye alay edildi. Bu sözü söyleyen kişiye sen çok ileri gittin, dinî değerlere hakaret suçu işledin diye yargılama yerine o da büyükelçi tayin edilerek ödüllendirildi.
Yozlaşmaya din denilemez!
¤ Peygamberimiz’in (S.A.) : «Melundur, melundur, kendisi gibi bir faniye dayanan kişi.» sözünün dışında gezinenlerin halleri ise içler acısı!
«Akit Yazarı, Mehtap Yılmaz, 5 Nisan 2016 tarihinde köşe yazısında : Onu o kadar seviyorum ki 12 yıllık yuvamı yıkar, Erdoğan’ın zevcesi olurum, dedi.»
«Bir vaize kadın : Bütün kadınlar Reisi Cumhura helaldir.»
«AKP’li bir kadın: Erdoğan’ı kollarımın arasında hissediyorum.»
“AKP’li müezzin : Bütün kadınlar Erdoğan’a helaldir”
Ahlâk anlayışı nasıl çökertildi ?
Medyaya yansıyan haberler ise oldukça düşündürücü : «Diyanetin fetvası : Babanın öz kızına şehvet duyması helâldir.»
«6 yaşındaki çocuğa tecavüz edip, öldürdü: Olay, 10 Mayıs 1995 tarihinde İstanbul Paşabahçe Karagöz Sırtı'nda meydana geldi. İstanbul'da, altı yaşında bir erkek çocuğunu, tecavüz ettikten sonra öldüren şahıs İzmir'de yakalandı»
«Keçiborlu'da, sapık dehşeti. 6 yaşındaki kız çocuğu kayboldu. Araştırmalar sonunda korkunç gerçek ortaya çıktı. Isparta'nın Keçiborlu ilçesinde, dün akşam saatlerinde kaybolan 6 yaşındaki kız çocuğunu, tecavüz ettikten sonra öldürdüğü iddia edilen belediye temizlik işçisi yakalandı.»
«Tecavüz ettiği çocuğu öldürdüğü ileri sürülen zanlı serbest: İstanbul'da, 14 yıl önce 6 yaşındaki erkek çocuğuna tecavüz ederek öldürdüğü iddiasıyla mahkemece yakalama emriyle aranan S.M., sevk edildiği adliyede serbest bırakıldı.»
«Asansörde sapık dehşeti!: Pendik Lisesi öğrencisi Esra Celepkulu (17), oturduğu binanın asansöründe bıçaklı saldırıya uğradı. Ağır yaralı olarak Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Celepkulu hayatını kaybetti.»
«Başlık : Diyanetçi medyaya saldırdı... Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Halit Güler, medyanın İslam düşmanlığı yaptığını ve Türk ailesini yıktığını savundu.»
«07 Mart 2018 tarihinde Dinî Yayınlar Genel Müdürü 3 yaşında eğitim başlamalı, dedi. Hz. İsa ve Hz. Yahya hariç bütün bütün peygamberlere 40 yaşından sonra peygamberlik verildiğini bu kişi bilmiyor muydu?»
«AKP’liler Erzurum’da 2 camiyi yerle bir ettiler ve yerlerine rezidans yaptılar»
«AKP döneminde kapatılan cami ve Kur’an-ı Kerim kursu sayısı 1710...» Diyanetin Kur’an-ı Kerim’le ve Peygamberimizle hiç ilgisi olmayan uydurma fetvalarıyla insanların Müslümanlara olan güvenleri alt üst ediliyor: İstanbul Müftüsü : İş güvenliğinde aşırılıkla ALLAH’a olan güven sarsılır.
«Irak’ta 3,5 milyon insan öldü. 10 milyon insanın hayatı perişan oldu. Binlerce Muslüman kıza ve kadına tecavüz edildi. Bir tek tepki gösterilmedi aksine bunları yapanlara dualar edildi! Dua edenlere en ufacık tepki gösterilmedi.»
«Bakara Sûresi, 114. âyet : Allah’ın mescitlerinde, Allah’ın adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır? Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur) Bunlar için dünyada bir rezillik, âhirette de büyük bir azap vardır.»
Irak’ı bombalamak için ABD’ye Türkiye’den 4800 çıkış izni verildi.
Nur Hanım «Amerikan askerleri vücudlarımıza hayvanlar gibi saldırıyorlardı. Herbirimiz karınlarımızda onların piçlerini taşıyoruz», diyordu. Sonunda tahliye edildi, sonra intihar etti.
Irak işgal edilirken, insanlara zulmedilirken, 23 cami yerle bir edilirken, camiler karargâh haline getirilirken, bunları yapanlara destek olunurken «Kur’an-ı Kerim’den ne denli koptularını da görmek zor değil!»
AKP’lilerle anılan haberler de tüyler ürpertici
«AKP Trabzon Milletvekili Ali Aydın Dumanoğlu, başka bir kadınla yaşayarak kişisel haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle eşinin açtığı davada 4 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkum oldu.»
«AKP Antalya İl Yönetim Kurulu üyesi olan eski hostes 41 yaşındaki E.D.'nin, kendisinden 8 yaş küçük bir doktorla otomobilde sevişirken, kocası Ö.D. tarafından yakalandığı ortaya çıktı. Bu olaydan sonra 18 yıllık evli E.D ile Ö.D. çifti boşanırken, 17 yaşındaki oğullarının velayeti babaya verildi.»
«AKP Milletvekili Halil Ürün'ün eşi Esma Ürün karakola giderek "Kocamın bir kadınla ilişkisi var. Tartışınca beni fena yumrukladı" diye şikayet etti.»
«AKP Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan, 4 çocuğunun annesi 18 yıllık eşi hemşire Nuriye Varan'dan boşandıktan 17 gün sonra, aşk yaşadığı bir milletvekilinin eski sekreteri olan Nesrin Hanım'la evlendi.»
«AKP'li Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Rahmi Berber'in makamında bir kadınla cinsel ilişkiye girdiğini gösteren kaset ortalığı karıştırdı. Berber güvenlik kamerası kayıtlarının bulunduğu iddiaları üzerine, bir hafta önce istifa etti.» «Meclis’in eski AKP’li başkanı ‘Bizimkiler kadına ve paraya düşkündür’ demişti. Kim onlarınkiler? Din eksenli siyasetin mimarları ve işçileri. Başka neye düşkün olacaklar ki? Geriye ne kalıyor? Erkeğe düşkün sapkınlar da var içlerinde ama dillendiremezler.»
Bu haberler kimleri rahatsız etti? Kimler bu haberleri duyarak AKP’lilerle aralarına mesafe koydu? Maddi çıkarları için inançlarını feda eden insanlarla bir ülkenin geleceği nasıl tesis edilebilir, bunu hiç düşündünüz mü? Dinin kalplerden firar ettiğini başka nasıl izah edebiliriz, bunu bana söyleyin? Oğluma iş verdiler, kızımı filan yerde görevlendirdiler diye susmanızın ya da teslim olmanızın size nelere mal olacağını hiç hesapladınız mı?
AKP döneminde zenginlerin dokunulmazlığı ise dikkatleri çekiyor
17.03.1995 tarihinde ATV Televizyonu’nda konuşan Kamuran İNAN’ın «Taksim’de idim. Geçecek yer yoktu. Her yer araçlarla dolu idi. Orada bulunan trafik polisine sordum : “Niçin ceza yazmıyorsun?” diye. “Ceza yazamam bunlar zenginlerin arabası... “ dedi» şeklindeki açıklamasının bugün binlerce defa yoğununu görmek artık yadırganmıyor!
Güvenlik konusunda da iyi bir noktada değiliz
¤ İşkazalarında da Türkiye dünya üçüncüsü ve Avrupa birincisi...
AKP ile dinden uzaklaşmalar da belirginleştirildi
2020 yılında Diyanete ve din görevlilerine güven %12’ye düştü !
«İmam hatiplerde namaz kılanların oranı %17 oldu!»
Türkiye’de 2004 yılında Müslümanların oranı %99,8 idi.
¤ Türkiye’de şu an Müslüman’ım diyenlerin oranı %60’a düştü. Cuma namazına ve diğer namazlara gidenler gitmez oldular.
AKP’lilerin, cami, türban, din, iman söylemlerinin fos olduğu açığa çıktı!
Din konusunda sarsıntı geçiren Türkiye, Adalet konusunda da vahim bir noktaya getirildi!
Anayasa'nın 132. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarıyla:"Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa'ya, kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir, organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz."denilirken :
AKP il ve ilçe başkanları, ya da yandaşlar savcı ve hakim olarak görevlendiriliyor. Talimat ve emirle tutuklama veya yargılama yapılıyor ya da ceza veriliyor. Emir ve talimata uymayan görevliler ya sürgün ediliyorlar ya da terörist damgası vurularak cezalandırılıyorlar. Kişilerin suçlu olmasına bakılmıyor, yandaş olmamasına bakılarak ceza veriliyor. Vicdan, adalet, hukuk ve ölçü rafa kaldırılıyor. İnsaftan ve inançtan bahsetmek ise hiç mümkün değil!
Son uygulamalarla «keyfilik, öç alma, başkalarını korkutma amaçlı olarak gece yarıları yapılan tutuklamalarla sergilendiğini de açık açık görüyoruz.» Bu alanda her fırsatta dinden bahsedenlerin inanca dair herhangi bir hassasiyet gösterdiklerini söylemek de mümkün değil. Adeta en üst seviyede Kur’an-ı Kerim karşıtlığıyla en ufacık bir endişe duymadan, boy gösteriyor ve meydan okuyorlar!
T.B.M.M. Başkanı Cemil Çiçek’in «Mahkemelerin Bağımsızlığı» başlıklı Anayasa hükmüne gönderme yaparak, «Anayasa’nın 138’inci Maddesi bu memlekette ölmüştür.» itirafı da bahsettiklerimizi doğrulamaktadır.
Adalet toplumun vicdanı demektir. ¤ Peygamberimiz (S.A.) kendisine eziyet edenlere kin duymamış, onlara merhametle muamelede bulunmuştur ¤ Yusuf (A.S.) kendisine kötülük yapmalarına rağmen kardeşlerini affetmiş, onlara kin duymamıştır. ¤ Peygamberimiz (S.A.) «bir insanın muktedir olduğu zaman insanları affetmesi ibadetlerin en üstünüdür», demiştir. ¤ Peygamberimiz (S.A.) «savaş zamanında dahi; savaşa katılmayanların zarar görmesini istememiştir.»
Bunu uluslar arası izlemelerle de görmek mümkün. Örneğin, «2010 yılında dünya sıralamasında yargı bağımsızlığı konusunda Türkiye 64. sıradaydı.»
Türkiye’de adalet bulamadıkları için 50 bin kişinin Avrupa insan hakları mahkemesine başvurması da kaygı verici bir durumdur!
Yargıtay Başkanı’nın «yargıya güven %30’A düşmüştür!» açıklaması yargının vahim durumunu ortaya koymaktadır.
2013 yılında Türkiye’de yargıya güvenmeyenlerin oranı %70 idi...
2015 yılında Türkiye’de yargıya güvenmeyenlerin oranı %75’e yükseldi.
Yargıya güveni imha eden bir iktidarın derhal istifa etmesi gerekirdi!
Ovidius: «Ceza kaldırılabilir; ama suç insanın içinde sonsuza kadar yaşar.»
AKP’lilerin karşıtgördüklerine verdikleri cezalar bir gün kalkacak... Ama kendi işledikleri suçlar sonsuza kadar yaşayacaktır!
2009 yılında yandaş olmadıkları için kendilerine dokunulan insanların durumları da bizi oldukça üzdü. Çok etkilendik. Bu kadar da olmamalıydı, dedik! Unutmadık da:
Ünlü Piyanist Fazıl Say’ın “Ben AKP’lilerin gözünde bir şamar oğlanıyım” ifadesi içinizi acıtmadı mı?
Uğur Dündar, Erdoğan’ın kendisiyle ilgili sözlerini yanıtladı: «Başbakan herkesin mahremiyetine saygı göstermeli», «Kalbi kin ve öfke kaplı» “Bence onlar bir başbakana hiçbir şekilde yakışmayan ve cevap vermeye de değer görmediğim deyimler. Yani hiç yakıştıramadığımı söylemek isterim.
Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Convention Européenne des droits de l’homme)’ne AKP hiç uymadı :
Bölüm 1, Madde 3 : Hiç kimseye gayri insanî yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz. Bölüm 1, Madde 8 : Her şahıs hususî ve ailevî hayatına, meskenine ve muhaberatına hürmet edilmesi hakkına maliktir.
Sanatçıların, gazeteci ve yazarların özel ve ailevi hayatlarına sırf bize karşılar diye dokunmaktan çekinmediler. Gayri insanî ve haysiyet kırıcı muamelelerle hedef haline getirdiler.
AKP’nin suç ağlarıyla kurduğu ve İnançla da, ahlâkla da izah edilemeyecek uygulamalarını sorgulayacak bir tek kurum dahi bırakılmadı.
İslâm coğrafyasındaki hazin tablo gün geçtikçe tanınmaz hale getiriliyor!
Emperyalistlerle işbirliği yapan çıkarcı dinciler cahil kitlelere yaşanılan olumsuzlukları normalmiş gibi göstererek tahribatların artmasına hız veriyorlar!
Dünya’da İslam ilkelerine uyma sıralamasında Türkiye 79. sırada!
İslam’ın ana ilkeleri temelinde 2 Müslüman Profesör Amerika’da 208 dünya ülkesinde araştırma yapıyorlar. (Prof. Asgali) İslamî metinleri inceleyerek, Kur’an hükümlerini en iyi yaşayan ülkeleri tespit etmeye çalışıyorlar. Ekonomik ve politik özgürlükler, adalet anlayışı, yolsuzluk, yoksulluk, açlık açısından ülkeler inceleniyor. Ve İslam’a uyan en iyi ülkeler tespit ediliyor. Bunlar : İrlanda, Danimarka ve Lüksemburg’da İslam kriterleri en iyi şekilde yaşanıyor. Yani 208 ülke içerisinde yapılan bu araştırmada «İslam’ın temel ilkelerini uygulayan» ve ilk 30’a giren Müslüman ülke yok. İslam ilkelerine uyma açısından Türkiye 79. Suudi Arabistan 91. ve İran 139. sırada... (1)
DÜNYADA İSLAM
1° TÜRKİYE Nüfus 68,1 milyon Müslüman oranı : %99,8
Hıristiyan oranı : %0,2 (136 000)
2° YEMEN Nüfus :19 milyon Müslüman oranı : %99,8 Hıristiyan oranı : %0,1 (5000 Katolik) Hindous : %0,1
3° MISIR Nüfus : 65 milyon Müslüman oranı : %93 Hıristiyan oranı : %7 (250 000 Katolik)
4° FİLİSTİN Nüfus : 2,2 milyon Müslüman oranı : %98 Hıristiyan oranı : %2 (44 000, 25000’ini ortodoks)
5° İSRAİL Nüfus : 6,3 milyon Yahudi : %80,1 Müslüman oranı : %13,9 Hıristiyan oranı : %6 (366 000)
6° LÜBNAN Nüfus : 4,5 milyon Müslüman oranı : %73 Hıristiyan oranı : %27 (1,3 milyon)
7° SURİYE Nüfus : 17,5 milyon Müslüman oranı : %74 Hıristiyan oranı : %7,8 (1,4 milyon, bunun 250 000 katolik)
8° SUUDİ ARABİSTAN Nüfus : 24,2 milyon Müslüman oranı : %99,9 Hıristiyan oranı :1,5 milyon
9° IRAK Nüfus : 24,6 milyon Müslüman oranı : %97 Hıristiyan oranı : %3 (738 000 katolik)
10° İRAN Nüfus : 68,2 milyon Müslüman oranı : %0,2 (135 000, bunun 16 000’i katolik Hıristiyan oranı :
Source : L’Oeuvre d’Orient (2)
Türkiye’nin bugünkü görüntüsünü oluşturanlara Muslüman denilemez!
Çöküşleri, olumsuz farklılaşmaları, toplumu kuşatan yozlaşmaları sorgulayan da olmadı. Kötülüğü kabullenmelere, bozulmaları içselleştirmelere de din diyorlar.
Türkiye rüşvet ve hırsızlıkta dünya dördüncüsü ve Avrupa birincisi... Güvenlik açısından Türkiye dünya ülkeleri sıralamasında 122. sırada yer aldı. Yani Türkiye kötü yönetiliyor!
En huzurlu ülkeler arasında Türkiye 162 ülke içerisinde 162. sırada... Yani en son sırada...
144 ülke içerisinde kadın ve erkek eşitliğinde Türkiye 130. sırada.... İşçi ölümlerinde Türkiye Avrupa’da birinci, dünyada El Salvador ve Cezayir’den sonra üçüncü sırada.
Kadına uygulanan şiddet açısından Türkiye 134 ülke arasında 126. sırada!
50 bin kişi Türkiye’de adalet bulamadıkları için Avrupa insan hakları mahkemesine başvurdu.
Günümüzde gerçekleşen olayları, var olduğu söylenen inancı, Müslüman’ım diyenlerin hazin hallerini yorumlayacak din ve bilim adamları da yok gibi..
İslâm
Dünya üzerinde İslamiyetin çok etkili bir şekilde yayılması, inananlarda zihinsel gelişim yollarını açması, Müslüman ülkelerin birbirleriyle olumlu yöndeki ilişkileri emperyalistleri harekete geçirmiştir. Gerek Müslüman ülkelerin içlerinde, gerekse dışında çeşitli parazitler üreterek İslamiyet üzerine gölge düşürme yolları aramışlardır.
NOTRE HISTOIRE Mecmuası’nın araştırmalarının son yıllarda Müslüman olduğu söylenen ülkelerde bile bu kapsamda ve derinliğine ele alınmamıştır. Adeta duyduklarıyla, gördükleriyle taklitle İslâm’ı yaşadıklarını zannedenler bu gafletleriyle ileride kendilerini bekleyen hazin hadiselere, kopuşlara ne denli zemin hazırladıklarını da fark edememişlerdir.
«NOTRE HISTOIRE, BİZİM TARİH, Numéro Spécial - Özel Sayı, N° 44»
Özel Sayı
Katolik Hayat Neşriyatı tarafından yayınlanan dergi bir çok sayısında İslâm’a yer vermiştir. Örneğin : Sayı 1° : Ramazan Sayı 3° : Hac Sayı 4° : İbrahim ve Adem Peygamberin memleketi Mekke Sayı 5° : Mirac Kandili Sayı 6° : İslamiyette kadının örtünmesi «tesettür» Sayı 7° : İslâm peygamberi İsa (A.S.) Sayı 9° : İbn-i Tofail üzerine Sayı 10° : Sidi Abdurrahman «Cezayir’in ilâhi sahibi» Sayı 12° : Cezayir’in kurucusu Abd’el Kadir Sayı 14° : Niçin Şii oldular – Allah’ın aynası Konya Sayı 18° : Mekke’deki Karmatların Raziyası Sayı 20° : «Özel Sayı» Haçlı Seferleri Sayı 22° : İslâmiyeti yaratan 2à yıl Sayı 25° : Mistik bir Arap Sayı 29° : 7. ve 15. Yüzyıl, dünyayı fetheden İslâm Sayı 30° : ALLAH’ın (C.C.) fenerleri minareler Sayı 32° : Dağdan inen katiller Sayı 34° : İslâm raportörü İbn-i Battuta Sayı 35° : Engisizyon ve iltica Sayı 36° : Hazret6i Muhammet’in (S.A.) ledreseleri «okulları» Sayı 37° : Katil, kendi kendiyle çelişkideki isim Sayı 38° : Kara Afrika Mekke’ye doğru yöneliyor Sayı 39° : Hindistan ve Pakistan dosyası  Hz. Muhammed (S.A.) budanın mekanında  Hindistan’ı rüyalarında gördüler Sayı 43° : Unutulan Kraliyetteki vaha – uş
Türklerin bin yıllık destanı
Müslüman Türkler çok eziyet yapmadılar. Belki formalite güçlüğü çıktı. Örneğin savaşlar sonrası, kiliseleri cami yaptılar ama Hıristiyanlara hiç eziyet yapmadılar. Hiç zorluk göstermediler.
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents