Üzeyir Lokman ÇAYCI :  ÇOBAN
3 pages
Turkish

Üzeyir Lokman ÇAYCI : ÇOBAN

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
3 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

ÇOBAN Üzeyir Lokman ÇAYCI Nezaketiyle, bilgisiyle ve inancıyla kendisine çok değer verilen öğretmen İnka Efendi bir çok insanı eğitmiş, karakter ve bilgi bakımından en üst seviyede gördüklerine de görevler vererek kendisiyle ilişkilerini sürdürmelerini sağlamıştı. İnka Efendi, hem öğretmenlik ve demircilik yapıyor, hem de yanında çalıştırdıkları gençleri kendi bağ ve bahçelerinde ya da öğrencilerine ait tarla ve arsalarda insanlara faydalı olabilecek değişik işlerde çalıştırıyordu. Onlara nerede bulunurlarsa bulunsunlar, iş haricindeki boş anlarında çalışmalarını «İnşirah Sûresi’nin : Boş kaldın mı hemen başka işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.» şeklindeki 7. ve 8. Âyetlerini hatırlatarak tavsiyelerde bulunuyordu. Çarşıda ve pazar yerlerinde sık sık gezintiye çıkardı. Oralarda kişilerin hâl ve hareketlerini uzun uzun incelerdi. Her gördüğünü zihnine kaydederdi. O «kahvehanelerde pinekleyen, zaman öldüren ve aylak aylak gezen insanlara inançlı denilmeyeceğini, ülkeye zarar veren partilerin veya örgütlerin güdümünde kalarak iradelerini başkalarına kiraya vermemeleri gerektiğıni, bilgiyle kişinin kendisine, toplumuna ve ülkesine faydalı olabileceğini» her zaman, her yerde söylüyordu. Pazar yerinden gelirken, bir gencin sokakta ağız dolu balgamını yola tükürdüğünü görünce, durdu. İyice yaklaştı, balgamın bulunduğu yere genci götürdü.

Informations

Publié par
Publié le 12 mai 2020
Nombre de lectures 22
Langue Turkish

Extrait

ÇOBAN
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Nezaketiyle, bilgisiyle ve inancıyla kendisine çok değer verilen öğretmen İnka Efendi bir çok insanı eğitmiş, karakter ve bilgi bakımından en üst seviyede gördüklerine de görevler vererek kendisiyle ilişkilerini sürdürmelerini sağlamıştı.
İnka Efendi, hem öğretmenlik ve demircilik yapıyor, hem de yanında çalıştırdıkları gençleri kendi bağ ve bahçelerinde ya da öğrencilerine ait tarla ve arsalarda insanlara faydalı olabilecek değişik işlerde çalıştırıyordu.
Onlara nerede bulunurlarsa bulunsunlar, iş haricindeki boş anlarında çalışmalarını «İnşirah Sûresi’nin : Boş kaldın mı hemen başka işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.» şeklindeki 7. ve 8. Âyetlerini hatırlatarak tavsiyelerde bulunuyordu.
Çarşıda ve pazar yerlerinde sık sık gezintiye çıkardı. Oralarda kişilerin hâl ve hareketlerini uzun uzun incelerdi. Her gördüğünü zihnine kaydederdi. O «kahvehanelerde pinekleyen, zaman öldüren ve aylak aylak gezen insanlara inançlı denilmeyeceğini, ülkeye zarar veren partilerin veya örgütlerin güdümünde kalarak iradelerini başkalarına kiraya vermemeleri gerektiğıni, bilgiyle kişinin kendisine, toplumuna ve ülkesine faydalı olabileceğini» her zaman, her yerde söylüyordu.
Pazar yerinden gelirken, bir gencin sokakta ağız dolu balgamını yola tükürdüğünü görünce, durdu. İyice yaklaştı, balgamın bulunduğu yere genci götürdü. Ona : «Bak bu balgam kuruyacak, tozlara karışacak, kimi rüzgârlarla bunu soluyacak, kimi ayakkabılarıyla evlerine taşıyacak, kimi de yere düşürdüğü bir şeyi alırken bunu zerreler halinde ceplerine taşıyacak… Virüse veya mikroba dönüşecek bu balgam belki sana da ulaşacak, topluma geniş kapsamlı bu zararı vermek seni rahatsız etmiyor mu ? » dedi. Utancından gencin yüzü kıpkırmızı olmuştu. Cevap veremedi. İnka Efendi ona adını sordu… Genç «Faruk» cevabını verince «ne kadar güzel ismin var senin» dedikten sonra cebinden bir paket mendil çıkardı ve verdi : «Bak, biz öğrenmediklerimizin cahiliyiz... Göremediklerimizin de gafiliyiz... Hesapsız her hareket sahibine değişik şekillerde geri döner… Hataları gidermenin yolu ilimden geçer. Bu mendile tükür, sonra bir çöp kutusuna at... Kendine ve insanlara zararlı olma... Sana adresimi veriyorum, benim demirci dükkanım var. Bir üniversitede de görev yapıyorum. İstersen bana çıraklık yapabilirsin...» dedi.
O çeşitli ürünlerin yetiştirilmesine, çalışma, üretme ve vakti iyi değerlendirme iradesinin geliştirilmesine aracılık yapıyordu. Söz dinleyenlerin, uyarıları kabullenenlerin, çalışmanın maddî ve manevi karşılıklarının alındığını gören kişilerin hayatta nasıl başarılı olduklarını topluma örnek olarak gösteriyordu. Bu kabullenilen algı ise uzaktaki insanları bile çalışmaya teşvik ediyordu.
Öğrencilerinden Faruk da kendisinin mendil vererek tükürmemesi gerektiğini hatırlattığı gençti. O da ilim yolunda koşturmaya kararlı olanlardan biri olmuştu. İnka Efendi, insanın birkaç mesleği olmalı diyerek ona bir müddet demircilik sanatını öğretti. Görev yaptığı üniversitede ders verdi. Gözlerin görüş kapasitelerinin sınırlı olduğunu, ama ihlaslı bir kalbin kavrama kapasitesinin sınırsız olduğunu hatırlatarak ilimle donatılan aklın kalbe hükmetmesinden de söz etti.
İnka Efendi, evlerden, sokaklardan ve okullardan şiddetin çıkarılması gerektiğini, bunun da aklın eğitimiyle gerçekleşeceğini makaleleriyle bütün insanlara duyurdu. «Eğitim şiddetle değil, sevgiyle sağlanılır» parolasıyla adeta topluma ışık oldu.
Yanında bir müddet çalışmasından sonra Faruk’a kalabileceği bağ evini, içinde doğal su kaynağı bulunan tarlasını ve kırk koyun verdi. Tarlada yonca yetiştirmesini sağladı… Tarlanın otlu kısımlarında koyunlarını gütmesini tavsiye etti. «Koyunların da birer canlı olduklarını onlara sevgiyle yaklaşılması gerektiğini» hatırlattı.
Bir kaç yıl içinde koyunlarının sayısı bine ulaştı. Yazın yetiştirilerek kurutulan yoncalarla kışın ağıldaki koyunlar besleniyordu.
İnka Efendi ve ünlü öğretmenler, matematikten felsefeye kadar ona uzun süre ders verdiler. Örnek bir kişiliğe sahip olmuştu. Ahlâkı, bilgisi ve nezaketiyle dikkatleri çekiyordu.
Faruk, iyi bir ailenin kızıyla baş–göz edildi. Yıllar geçtikçe çoluk çocuk hepsi bereketli tarlada huzurlu bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlardı.
Ülkenin başına dış güçler tarafından felâket denilecek bir adam getirilmişti. İnsanî özellikleri budanmış, çok yüzlü, yalan söylemekten çekinmeyen bu yaratık, milletin sefalete itilmesi ve ülkenin zenginliklerinin heba edilmesi için elinden ne geliyorsa yapıyordu.
İnka Efendi kalbiyle olup bitenleri izliyor, toplumun genelinin inanç ilkelerinden tamamen uzaklaşarak dini farklı algılamaları nedeniyle böyle bir siyasî yapılanmayı kendi elleriyle oluşturduklarını görüyordu. «Felâket toplu gelir, iyilere de isabet eder», diyordu. İşte toplumun, endişeli bir yaşayışın içine itilmesi karşısında İnka Efendi, öğrencisi Faruk’a bu hâlin kendisine manevî olarak nasıl yansıdığını sordu.
Faruk : Efendim, sizin karşınızda böyle ciddi bir konuya cevap vermek, size karşı saygısızlık yapmama sebep olabilir. Ama yine de bir saygı gereği sorunuza cevap vermeye çalışacağım. Sizin bize sık sık «zamanı, olayları ve insanları yakından tanıyınız. Bunların tanınması, tanımlanması ve çözümü bilgiyle olur» derdiniz. Gazeteleri, televizyonları ve olup bitenleri önce bir vatandaşlık gereği, sonra öğrencisi olduğum bir inanç sistemi sebebiyle sık sık sorguluyorum. Bizi yöneten kişinin, toplumun büyük bir kesimine yaptığı hakaret ve ülkenin tümüne yaptığı kötülükler nedeniyle simasına yansıyan bir manevî yazılım söz konusu. Aldatanlar ve aldatılanlar ne yazık ki bunu görememektedirler. Farkedenler, ayırıcılar, farkediciler bir yüzün yani simanın bir gün sonrasına neler taşıdığını görüyorlar. Elbette farfara ortamında bulunanlar, bu ortama düşürülenler veya düşürenler şartları ya da gelişmeleri ne yazık ki okuyamıyorlar. Yani bir cümleyle ifade edersem ülkemizi felakate sürükleyen kişinin manevî cevabını almasının an meselesi olduğunu görüyorum, dedi.
İnka Efendi, öğrencisinin yaptığı yorumdan ve değerlendirmeden hoşlanmıştı. İnsanın gelişiminin tefekkürle, aklın kullanılmasıyla mümkün olabileceğini, bilginin gerçeklerin önlerindeki engelleri kaldıracağını, «iradenin kişinin bütün organlarına hükmettiği an insan olabileceğini, her şeyi tereddütsüz kabullenen değil, irdeleyen, sorgulayan bireylerle sorunların aşılacağını» söyledi.
Yeryüzü, 11 Mayıs 2020
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents