Üzeyir Lokman ÇAYCI :  DEPREM OLUYOR MU, OLUŞTURULUYOR MU?
6 pages
Turkish

Üzeyir Lokman ÇAYCI : DEPREM OLUYOR MU, OLUŞTURULUYOR MU?

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
6 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

DEPREM OLUYOR MU, OLUŞTURULUYOR MU? Üzeyir Lokman ÇAYCI Bilimsel ve teknolojik araştırmalardan yoksun kalitesiz malzeme kullanılarak, zemin etüdleri yapılmadan ve doğanın kurallarını dışlayarak yaygınlaştırılan çarpık yapılaşmalarla afetlere sebep olan doğal depremler haricindeyüksek teknolojiyle oluşturulan depremlerdensöz ediyorum. Rant, çıkar düşkünü ve emperyalist güdümlü yönetimlerin, asla bir milletin geleceğini düşünme kaygıları olamaz! Ama bir milletin kendilerini yönetenlerle ilgili, peşpeşine yaptıkları hataları gözönünde bulundurarak kaygı duymaları gerekir. Bu durum akıl sağlığı yerinde olan her insanın görevidir. Deprem yüksek teknoloji ile danatılmış üç ayaklı makinelerle oluşturuluyor Bugüne kadar deprem konusunda yaptığım açıklamalar önemsenmedi. Elbette bilimsel veriler önemli, ama, emperyalistlerin teknolojik müdahaleleri de gözardı edilemez. Bu sebeple dünya nüfusunu kontrol altına almaya çalışıyorlar ! Yaşadıklarım ya dakarşılaştıklarım ve kişisel durumum ele alındığı zaman bana hak vereceğinizi, bir çok şeyi boş konuşmadığımı anlayacaksıniz. Yani bana değıl, beni konuşturana bakarak ifadelerimin veuyarılarımın ciddiyetini göreceksiniz. Kusurlarınıza dayanan algılarınız, dünyevî değerlendirmeleriniz sizi gerçeklerden, yaşanılanların bağlantılarından, size karşı yapılan ihanetlerin derinliklerinden uzakta tutmasın !

Informations

Publié par
Publié le 17 août 2017
Nombre de lectures 241
Langue Turkish

Extrait

DEPREM OLUYOR MU, OLUŞTURULUYOR MU?
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Bilimsel ve teknolojik araştırmalardan yoksun kalitesiz malzeme kullanılarak, zemin etüdleri yapılmadan ve doğanın kurallarını dışlayarak yaygınlaştırılan çarpık yapılaşmalarla afetlere sebep olan doğal depremler haricindeyüksek teknolojiyle oluşturulan depremlerdensöz ediyorum. Rant, çıkar düşkünü ve emperyalist güdümlü yönetimlerin, asla bir milletin geleceğini düşünme kaygıları olamaz! Ama bir milletin kendilerini yönetenlerle ilgili, peşpeşine yaptıkları hataları gözönünde bulundurarak kaygı duymaları gerekir. Bu durum akıl sağlığı yerinde olan her insanın görevidir.
Deprem yüksek teknoloji ile danatılmış üç ayaklı makinelerle oluşturuluyor
Bugüne kadar deprem konusunda yaptığım açıklamalar önemsenmedi. Elbette bilimsel veriler önemli, ama, emperyalistlerin teknolojik müdahaleleri de gözardı edilemez. Bu sebeple dünya nüfusunu kontrol altına almaya çalışıyorlar ! Yaşadıklarım ya da karşılaştıklarım ve kişisel durumum ele alındığı zaman bana hak vereceğinizi, bir çok şeyi boş konuşmadığımı anlayacaksıniz. Yani bana değıl, beni konuşturana bakarak ifadelerimin ve uyarılarımın ciddiyetini göreceksiniz. Kusurlarınıza dayanan algılarınız, dünyevî değerlendirmeleriniz sizi gerçeklerden, yaşanılanların bağlantılarından, size karşı yapılan ihanetlerin derinliklerinden uzakta tutmasın ! Köşkler içerisinde, 5-6 odalı, 2-3 banyo ve tuvaletli lüks evlerde, kredilerle, para, mal – mülk ve unvan sarhoşluğuyla hayatı okuyamayacağınızı biliyorum. Geriye doğru giderek bütün yazılarımı okuyun. Ben aklım ereliden beri manen, fikren, cismen, madden ve kişilik ya da karakter olarak yerimi değiştirmedim. Geçmişte göremediklerimi şimdi daha iyi görüyor, çevremizde olup bitenlerin kökenlerini daha iyi irdeleyebiliyor, insan unsurunu, yaklaşımlarını ve saplantılarını daha iyi anlıyorum.
Geçmişte olduğu gibi kainatı çevreleyen kötülükleri, kainatı yaratandan uzaklaşmaları izleyen bir kişi olarak görevlerimi, sorumluluklarımı idrak etmeye çalışıyorum. Her zaman tekrarladığım gibi, ben gurbete para, mal, mülk ya da dünyevi hırslar için çıkmadım. Dua ile başlayan bir yolculuk beni buralara getirdi. Beni çok yakından tanıyanlar anladılar.
Yıllar önce «depremler emperyalist güçler tarafından yüksek teknoloji ürünü üç ayaklı makinelerle oluşturuluyor», demiştim
Deprem ALLAH’tan (C.C.) geldi, vadeleri tamamlandığı için de yakınlarımızı kaybettik, derseniz şirke girersiniz. Kişisel kusurlarınızı, gafletinizi, zaaflarınızı, cehaletinizi, partizanlıkla oluşan körlüğünüzü bir kenara bırakıp işlediğiniz suçlara ALLAH’ı ortak koşmayın! Oylarınızla kendinize dert taşıdığınızı unutmayın, sizi viran evlerde oturmaya mahkûm eden, sorumsuz, yolsuzluk yapan, kendileri ve yakınları için çalışan emperyalist güçlerden emir ve talimatlar alan dışa bağlı iktidarlara umut bağlayarak kendinize ne türlü kötülükler yaptığınızı aklınızdan çıkarmayın. Bilgi sahibi olmaz, aklınızı da kullanmazsanız, çağa göre kültür seviyenizi yükseltmezseniz, dostlarınızı ve düşmanlarınızı farketmezseniz, felâketlerle karşılaşmanız da kaçınılmaz olur.
Cehalet her kötülüğün kaynağı
Bilgi ile şema, plan, proje, tasarı ortaya çıkar. Yetenek bilgi ile gelişir. Bir ülkenin, bir kişinin, bir işletmenin bilgili; yetişmiş insanlarla kalkınması, yükselmesi, dünyada söz sahibi olması mümkündür. Bilen insan seçicidir, iyiyi kötüden, çirkini güzelden, yanlışı doğrudan, faydalıyı zararlıdan, dostu düşmandan ayırıcıdır.
«Vatan namustur diyemeyen, Türkiye Nato toprağı» der!
Bilenle bilmeyen bir olmaz. Recep Tayyip Erdoğan’ın fiyasko diyebileceğimiz, bugüne kadar hiçbir ülke yöneticisi tarafından söylenmemiş «Türkiye Nato toprağıdır» sözü, diğer yüzlerce sözü gibi, bilgili, düsünen, vatansever bir kişiye ait söz olamaz. Bu söz, gel bizim ülkemize yerleş, dilediğin kötülüğü yap, Libya’ya İzmir’den kalkan uçaklarınla bomba yağdır, 80 bin Müslüman Libya’lıyı imha et, demek. Zaten bu yapıldı... Bu söz asla vatansever, milletine bağlı, devletine sadakat gösteren inançlı bir insanın sözü olamaz! Bu sözün sahibi kişiyi yüzlerce hatasına rağmen alkışlayanların, eleştirmeyenlerin iyi niyet sahibi, bilgili, vatansever olduklarını da söylemek imkansızdır.
Bizim ülke Nato toprağı, gel sen de yerleş diye nato ülkelerini topraklarınıza çağırır, onlara üst verir, adeta ellerinizle onların topraklarınızı işgal etmelerinin yollarını açarsanız, bu yaptığınız gelecekte karşınıza vatana ihanet suçu olarak çıkar! Güvenliğinizi, «ordunuzu dışlayarakcan güvenliğiniz de» dış güçlere bırakırsanız mal güvenliğiniz de, ülke güvenliğiniz de tehlikeye girer. Kendi varlığınızı, kurumlarınızı, tarihinizi, millî hassasiyetlerinizi, güvenliğinizle ilgili güçlerinizi anlamsızlaştıran icraatlar eninde sonunda sizi boğar, parçalar ya da ortadan kaldırır!
Dostları düşman olanlar problemlerle iç içe yaşarlar!
Van depremleri akıllardan silinmedi. Orada bugüne kadar gösterilen ilgisizlik ya da duyarsızlık adeta bir milletin idraklerine kazındı. Suriye’de katliam yapan Suriye’li olmayan, cami, türbe, okul bombalayan, küçük küçük çocukları boğazlarından koyun keser gibi kesen, küçük kız çocuklarına tecavüz eden canilere gösterdikleri ilginin binde birini göstermeyen AKP yöneticileri, insanlarımızdan ve Müslümanlardan ya da İslâm dininden kopukluklarını, ALLAH’tan (C.C.) uzaklaşarak, bu yönde de tarihe kaydetmiş oldular!
Hafızalarımız, insanlarımız ve geleceğimiz Türkiye’de kuşatma altında
Van depremi ile Van gölünü, Türkiye’de cirit atan dış istihbarat örgütlerini, misyonerleri ve misyonerlik faaliyetlerini, ülkede kurulan 40’ı aşkın emperyalist askeri üsler ile depremi, faili meçhul cinayetleri, evlerinde ölü bulunan, doktorları, mühendisleri, polisleri, subayları, istihbarat görevlilerini, trafik kazalarını, frenleri patlayan kamyonları, kâlp krizi teşhısi ile ortadan kaldırılanları, köprüden nehire, göle, denize uçan araçları, kirlenen havayı, kirletilen çevreyi, GDO’lu yiyecekleri, tahrip dolu dizileri, maden arama bahanesiyle siyanürle zehirlenen toprakları; imha edilen ormanları, kesilen asırlık ağaçları, yok edilen eşleri bulunmayan böcekleri, hayvanları, katledilen Müslümanları, tecavüze uğrayan çocukları veya kadınları, anne veya babasını öldüren çocukları birlikte düşünün.
Utanç duyulacak işleri sizlere hizmet diye yutturuyorlar!
Devlet adamları AKP ile güvenilirliklerini kaybettiler. Hakime ve savcıya dahi güvenilmiyor! Polisin cemaatçi diye adlandırılması yadırganmıyor. Sahte belgeler,
ifiralar, tertipler, mesnetsiz suçlamalar, vatanseverlere terörist damgası vuranların kirli sesleri, yazıları, görüntüleri havalarda uçuşuyor!
AKP ile kurulan bozuk ve yozlaştırılmış düzende adaletsizlikler hukuksuzluklarla besleniyor, anayasa ihlâlleri önemsenmiyor! Suçlular baştacı edilirken, terröristler kahramanlar gibi, kahramanlar da teröristler gibi karşılanıyorlar!
Emperyalistlerin de onlarla işbirliği yapanların da, onlara eşbaşkan olanların da acıma hisleri yoktur. Dostluklarına da güvenilmez. Onlar bu halleriyle müttefik de, samimi de olamazlar. Onların sömürgeci, yayılmacı, işgalci , kan döken, can alan, bombalayan, imha eden kimliklerini de asla değiştiremezsiniz. Siz taviz verdikçe onlar sizden yeni tavizler koparmasını, sizi çepeçevre kuşatarak imha etmesini çok iyi bilirler! Daima maşa kullanırlar, maymunu maymuna, insanı insana, mikrobu insana, Müslüman’ı Müslüman’a, kötülüğü insana musallat ederler. Rüyalarınıza, aile hayatınıza, sağlık bilgilerinize, insanî ilişkilerinize, huzurunuza, kimliklerinize, kimlik bilgilerinize, kişiliklerinize dair elde ettikleri bütün bulgularla sizin damarlarınıza kadar girmeye ve sizi istedikleri istikametlere sürüklemeye çalışırlar, bunun için yüksek paralar ödeyerek maşalar, yöneticiler, hakimler, savcılar, araçlar, sistemler, binalar, araziler, üsler kiralarlar.
Van gölünün bir kenarından uzaktan patlatılacak bir kaç düzenek Van Göl’ünün dip kısımlarına yerleştirilse, bu mağmaya kadar uzanan bir patlamayla Van Şehri yerle bir edilse, siz ne dersiniz? Fay hattından, kırılmalardan, vs teknik açıklamalardan söz edersiniz.
Sizin güvenliğinizi sağlayacak komutanlarınızı, bu tehlikeleri farkedebilecek aydınlarınızı, vatanseverlerinizi ve haksızlıklara karşı çıkan insanlarınızı Silivri’ye kapatır, cezalandırır ve etkisiz hâle getirirseniz, size yapılacak kötülüklerin daha kolay yapılmasının yollarını açmış olursunuz. AKP yöneticileri bunun için varlar, bunun için dış güçler tarafınden destekleniyor ve ödüllendiriliyorlar! Siz uyuyun onlar size kötülük yapsınlar!
Dün İzmit ve civarında idi, Van’da idi, deprem. Bugün İzmir ve civarında, yarın İstanbul ve civarında, daha sonra Niğde, Kayseri, Konya, Afyon, Sivas, Erzurum, Edirne gibi kentlerde olacak. Siz yeter ki «Türkiye’yi Nato toprağı olarak ilân edenlere», gençlerinize «kininizin davacısı olun» gibi İslam dışı öğüt verenlere kayıtsız şartsız desteklerinizi sürdürün! Onlar emperyalistlerle omuz omuza, kol kola, el ele ve onlara eşbaşkan oldukları sürece siz asla huzur yüzü göremeyeceksiniz! Cahillerin, bilgisizlerin, ışlerinin ehli olmayanların, kaypakların, partizanların, insan sevgisi taşımayanların, hırs sahiplerinin bile bile, maksatlı olarak, problem üretmek, kurulu düzeni bozmak ve yozlaştırmak için önemli görevlere getirilmeleri emperyalist projelerdendir. 4+4+4 gibi eğitim gibi çağdışı dayatmalar, kentsel dönüşüm gibi yağmalama düzenleri, TOKİ aracılığıyla yapılan çürük ve temelsiz yapılaşmalar, dil birliğini bozan, kardeşliği, millet olmayı yaralayan farklı dillerde eğitim faaliyetleri, yayınlar gibi bölücü adımlar da emperyalist projelerin basamaklarındandır! Pedagojik üstünlükleri olmayan kişileri Millî Eğitim Bakanı, öğretmen, İmamları sağlık kuruluşlarına müdür, sağlık elemanlarını ögretmen, öğretmenleri polis, polisleri
kadastrocu, yaparsanız kurduğunuz sistem, sorun üretir, kargaşalık oluşturur, şikayetlere; sıkıntılara, ölümlere kaynaklık yapar… Yol mühendislerini terrorist ilân edip, teröristleri yol mühendisi olarak tayin eder, insanlara hizmet eden profesör seviyesindeki ünlü doktorları hapishanelere terrorist suçlamalarıyla sokarsanız eninde sonunda sizin siyasî hayatınız da, kişiliğiniz de tartışılır hale gelir. Kimliğiniz emperyalist dayanaklarla sorgulanır.
Sözlerimin manevî derinliklerini açıklamayacağım, ama idrak sahiplerine uyarılarımı da sürdürmeye devam edeceğim
Bakın tekrar ediyorum, ben yazdıkları şiirleri aynen 3 – 4 yıl sonra harfiyen yaşayanlardan biriyim. «yapay olarak emperyalistlerDepremlerin günümüzde tarafından gerçekleştirildiğini yıllar önce yazdım.» Yazılarım yayınlandiktan 2 –3 yıl sonra Amerika’lı üst rütbeli bir subay İstanbul’lu Brüksel’de görev yapan Yorgo isimli bir vatandaşımıza «deprem fakir ülkelerde bizim Amerika’lılar tarafından üç ayaklı makinelerle oluşturuluyor, bu insanlık suçu karşısında ben üzüntü duyuyorum, diyor. Doktor Yorgo Bey bunu benim şiirlerimi Tercüme eden Brüksel adliyesi yeminli tecümanlarından Yakup YURT’un evinde açıkladı. O an Yakup YURT bu konuyu benim yıllar önce yazılarımla aksettirdiğimi söyledi. 8 kişi idik orada. Onlar hayretlerini gizleyemediler.
Bakın Yakup YURT, Doktor Yorgo Bey, eşleri,çocukları ve benim eşim bugün yaşıyorlar ve bu konuya şahitler. Bu konuyu tekrar size hatırlatıyorum. Düşman içimizde, o halde felâketler de kapımızda demektir! Uyanın, kendinize dönün! AKP tahripleri, onların ülkemiz aleyhinde çalışanlardan aldıkları talimatlar, emperyalist düzenin ülkemizi işgal senaryoları, Müslüman ülkeleri parçalama faaliyetleri, ülkemize yerleştirilen ihanet odakları, onlar gittikten sonra dahi ülkenizde bırakacakları izler, unsurlar, görülmeyen mekanizmalar, uzaktan kumanda edilerek başınıza belâ olacaklar!
Maceracı AKP yöneticilerinin ihtiraslarıyla şu an Türkiye savaş içerisine sokuldu... Çok yönlü oyunlarla, emperyalist kışkırtmalarla kan ve gözyaşı ile iç içeyiz! Size uyanın diyemiyorum, uyansanız dahi çok geç oldu! Bir sabah kendinizi hangi olumsuzlukların içerisinde bulacağınızı bilemiyorsunuz. Ama her şeye rağmen AKP yöneticilerinden kurtulmak önemli bir adım olacak!
AKP yöneticilerinden, yandaşlarından uzaklaşmak problemlerden, tehlikelerden, felâketlerden uzaklaşmak ve ALLAH’a (C.C.) yakınlaşmak demektir. Bugünkü haliyle, daha önce yaptığım uyarılara kulaklarınızı tıkamanız sebebiyle acılarınızdan kurtulmanız anlamına gelmeyecek. Geç uyanış, ülkenize yerleştirilen felaket odaklarını tespit edebilecek yüksek teknolojiye sahip olamayacağınız için daha önce yapılan tahribatları ve izlerini ne yazık ki kısa sürede ortadan kaldıramayacaktır.
Bu yazımı izin almaksızın paylaşmak, geniş bir çevreye duyurulmasını sağlamak vatanseverliğin gereğidir. Ülkemiz için duyarlılık, değerlerimizin korunması yönünde gayret gösteren herkese teşekkürü bir borç bilirim.
Ankara, 09.01.2013
¤
http://www.borhaber.net/deprem-makale,813.html http://www.tiyatrodunyasi.com/2009/10/a99-ulkesi-uzeyir-lokman-cayci-58705 https://plus.google.com/115995406553239989413 http://www.youscribe.com/catalogue/documents/litterature/theatre/uzeyir-lokman-cayci-a99-ulkesi-2490244
“GaLet örtüsü manevi uyarıları farkettirmiyor!”
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents