Devlet Bahçeli istifa etme yerine, parti kapatıyor!
30 pages
Turkish

Devlet Bahçeli istifa etme yerine, parti kapatıyor!

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
30 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

Devlet Bahçeli istifa etme yerine, parti kapatıyor! Yeniçağ Gazetesi, 27.02.2016 Bahçeli'ye mecbur muyuz? Ahmet GÜRSOY ahmetgursoy.028@gmail.com Meğer bizim davamızın geleceği ve varlığı Bahçeli'ye bağlıymış...O giderse dava bitiyor, o varsa ve sürekli partinin iktidarındaysa davamız yaşıyor... Davamız kişiye bağlıymış... Siz de sanıyordunuz kidava kişilere değil, kişiler davaya bağlıdır. Önemli olan kurum ve o kurumun devamı ve sürekli yaşatılmasıdır.MHP siyasal kurum olarak kendisini yönetenlerden daha önemlidir. Öyle sanıyordunuz değil mi? Hep beraber yanılmışız. Meğer liderliği kim ele geçirirse asıl önemli olan o imiş. Parti onun yanında önemsiz kalırmış... Galiba bu durum Türklerin toplulukçu kültüre sahip olmasından kaynaklanıyor... Lider ilişkili bir sistemin dışında kurum eksenli bir sistemi içine sindiremiyor...Yöneticiler de başarıları kendilerine, başarısızlıklarını başkalarına fatura ederek, sürekli yerini korumaya çalışıyor... Bu sebeple sözde herkes demokrat ve demokrasiden yana ama pratikte kimse oralı değil... MHP yönetimi her hafta iktidara laf yetiştirip akıl veriyor... Yol yordam öneriyor. Muhalefettir hakkıdır. Lakin sıra kendine gelince tam tersini yapıyor. Böylece önerdikleri yolun önemi kalmıyor. İşte asıl mesele bu. Önemli olan önermek kadar, uygulamak değil midir? MHP yönetimi,iktidara hukuku hatırlatırken kendisi neden hukuku hatırlamıyor. Bahçeli'yi seçen seçmen iradesi (delege), seçim istedikçe, onlar örgütleri kapatıyor.

Informations

Publié par
Publié le 04 mars 2016
Nombre de lectures 6
Langue Turkish
Poids de l'ouvrage 5 Mo

Extrait

Devlet Bahçeli istifa etmelidir !
Devlet Bahçeli istifa etme yerine, parti kapatıyor!
Yeniçağ Gazetesi, 27.02.2016
Bahçeli'ye mecbur muyuz?
Ahmet GÜRSOY ahmetgursoy.028@gmail.com
Meğer bizim davamızın geleceği ve varlığı Bahçeli'ye bağlıymış...O giderse dava bitiyor, o varsa ve sürekli partinin iktidarındaysa davamız yaşıyor... Davamız kişiye bağlıymış... Siz de sanıyordunuz kidava kişilere değil, kişiler davaya bağlıdır. Önemli olan kurum ve o kurumun devamı ve sürekli yaşatılmasıdır.MHP siyasal kurum olarak kendisini yönetenlerden daha önemlidir. Öyle sanıyordunuz değil mi? Hep beraber yanılmışız. Meğer liderliği kim ele geçirirse asıl önemli olan o imiş. Parti onun yanında önemsiz kalırmış... Galiba bu durum Türklerin toplulukçu kültüre sahip olmasından kaynaklanıyor... Lider ilişkili bir sistemin dışında kurum eksenli bir sistemi içine sindiremiyor...Yöneticiler de başarıları kendilerine, başarısızlıklarını başkalarına fatura ederek, sürekli yerini korumaya çalışıyor... Bu sebeple sözde herkes demokrat ve demokrasiden yana ama pratikte kimse oralı değil... MHP yönetimi her hafta iktidara laf yetiştirip akıl veriyor... Yol yordam öneriyor. Muhalefettir hakkıdır. Lakin sıra kendine gelince tam tersini yapıyor. Böylece önerdikleri yolun önemi kalmıyor. İşte asıl mesele bu. Önemli olan önermek kadar, uygulamak değil midir? MHP yönetimi,iktidara hukuku hatırlatırken kendisi neden hukuku hatırlamıyor. Bahçeli'yi seçen seçmen iradesi (delege), seçim istedikçe, onlar örgütleri kapatıyor.Yarın bir gün mahkeme karar verip de parti içi muhalefet bundan yararlanacak olursa kim bilir hangi taktikleri uygulayarak yine kazanımları yokuşa sürmek isteyecekler... Anlamıyorum... Yemin ederimbu aklı anlamıyorum. Arkadaş,parti yönetimleri seçimle gelip seçimle gitmez mi? Parti yönetimleri, yaptıklarındanüyelerine hesap vermez mi? Parti yönetimleri,karar alma süreçlerinde meseleleri tartışmaz mı?
Parti yönetimleri,halka güvenvermez mi? Parti yönetimleri, halkın gözü önünde kendiüyelerinin haklarını gasp ederek, yetkilerini öfkeyle silip attıklarında, kötü örnek olduklarında,bunun bizzatpartiye zarar vereceğinin hesabını yapmaz mı? Bakın şimdi haklı olarak kimi yazarlar soruyor,"Bunlar iktidara gelse kim bilir bize nasıl davranırlar"diye... Kendi partisinde demokrasiden eser olmayanların, il ilçe teşkilatlarını yargısız, sorgusuz vesırf bize muhalif oldu diye bir gecede kapatanların toplumda yarattığı korkuya ne demeli? İnsanlar haklı. Haklı olarak da soruyor:Kendi arkadaşına tahammül edemeyen bir parti, iktidar olduğunda bize nasıl tahammül edecek? Kendi kardeşini düşman ilan eden bir zihniyet,kafası bozulduğunda bize neler yapmaz? Kendi taraftarlarını orakla biçer gibi bir günde silip süpüren insanlar, iktidar olduklarındabize acır mı? Size bir şey söyleyeyim mi? MHP yönetimi, bu davranışlarıyla kendini hem güvenilmez ilan etmiş, hem de toplumsal travma oluşturarak, örgütsel patoloji yaratmıştır... Aklı başında olan eski ülkücülerin, tabir yerinde ise ağır topların,kurumsal kişilik ile parti yönetimini birbirinden ayırt edecek ülkücü akil adamların MHP yönetimine karşı baskıyı artırması ve bunu giderek yükseltmesi gerekir.Aksi halde Türk milliyetçileri kendi sorunlarını çözemeyen ama ülkenin sorunlarını çözeceğini iddia eden bir ideolojik gruba dönüşür. Zor karşısındaonu görünce yenemeyeceğinin işaretini vermiş olur. Baskı karşısındatutunamayacağını göstermiş olur. Eğer böyle bir sorun,Bahçeli ve ekibinin istediği noktaya gelirse bilin ki fikir olarak tükenmişiz demektir... Hepimizin görevi yanlışa sapanları doğruya; Hak yiyenleri,dürüstlüğe, Adaletsizleri, adalet çizgisine, İftiracıları,doğru söze; Ve demokrasi dışına sapanları, demokrasi çizgisine getirmek görevi vardır. Aksi haldeverilecek tavizlerle milliyetçilik davasını, sapkın davranışların yenmesine onay vermiş olacağız. MHP'yi olması gereken çizgiye çekmek, fikrî namusumuzu korumaktır.Ayını zamanda felsefemize sahip çıkmaktır... Çıkarcılar ve aymazlar, başımızı yere eğenler, ülkücü iradenin gücünü görmelidir... http://www.yenicaggazetesi.com.tr/bahceliye-mecbur-muyuz-37328yy.htm
Yeniçağ Gazetesi, 27.02.2016 MHP'de korku eşiği aşıldı...
Yavuz Selim DEMİRAĞ
ysd592@gmail.com
Tünelin ucundaki ışık görününce kimileri telaşa, kimileri de heyecana kapılır. MHP'deki değişim talepleri adeta tünelde görünen ışığı yansıtıyor. Olağanüstü kongre talebi için toplanan 543 imza hiçe sayılmaya kalkışılınca 600'ü geçip 700'lere dayandı bile. Telaşa kapılanlara gelince Türkiye'de siyasi partiler yasası değişmediği için tüm partilerde ''lejyoner'' sınıfı oluşmuştur. Bir bakıma sanatı, işi, geçimi, kimliği, kişiliği siyaset olanların MHP'ye sirayet etmesi hayatın olağan akışında... Söylenecek sözü, üretecek fikri olmayanlar basma kalıp lafların ardına sığınıp 'lidere sadakat' teranesine sığınıyor. Öte yandan hamasi nutukları geçmişin figürleri ile süsleyip Soğuk Savaş döneminin ''lider-teşkilat-doktrin'' söyleminin son çırpınışlarıyla oyalanıyorlar. *** Bu sütunlardan defalarca yazdım. Merhum Türkeş, ''Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım... Lider de, teşkilat ta, doktrin de tartışılır. Ülkücülük, şahsiyetçiliktir, kimsenin iradesine ipotek konulamaz'' derdi. Nitekim O'nun kararları da tartışıldı. Milletvekili adaylarına itiraz edildi, il-ilçe başkanları istifa etti. Haksızca görevden alınanlar, yeniden göreve getirildi. Aralarında bir kurucu, birkaç eski milletvekilini disiplin kuruluna sevk ettirerek ihraç etmek isteyen Türkeş'e Yüksek Disiplin Kurulu karşı çıktı. Öfkesi dinen Türkeş daha sonra bu kararından vazgeçerek adı geçenleri yemeğe davet edip gönüllerini aldıktan sonra yeni görevler verdi. Dolayısı ile merhumun karizması arkasına sığınıp, O'nun sermayesini bol keseden yiyerek, mirasını çarçur etmeye kalkışanlar; O'nun insana verdiği değerin bari zekatını ödeyebilseler.  MHP'de kongre talep eden il ve ilçelerin görevden alınacağını, teşkilatın kapatılacağını çok önceden öngördüğümüz gibi yazdık ama moral bozmamak için yayınlamadık. Allah eksikliğini göstermesin Türkiye'nin dört bir yanından dostlarımız,
gönüldaşlarımızla irtibatımızı hiç kesmedik. Devlet Bahçeli ile partinin yürümediğini, Balgat'a en yakın olanlar bile biliyor. 40 milletvekilininm en az 30'u ''mümkün değil'' diyor zaten. Muhtemel bir kongrede doğal delege olan 40 milletvekilinin 39'u sandıktaki gizli oyda Bahçeliye oy vermez. Geri kalan bir milletvekili ise Bahçeli. O'nun da olası kongreye gelmeyeceğini tahmin etmek için kâhin olmaya lüzum yok. Salı günleri Meclis grubunda Bahçeli'yi alkışlarken kerhen alkışlayan eski ve yeni milletvekilleri ''seçim bölgemize gidemiyoruz, seçmenin-teşkilat mensuplarının yüzüne bakamıyoruz! Evimizde anne-babamız, eşimiz, çocuklarımız bizi sorguluyor'' sözleri ile dertleniyorlar. Nitekim değerli bilim adamı, iki milletvekili; haksız-hukuksuz görevden almalara adeta isyan ederek ''kongreye gidilmeli'' açıklaması ile kendilerinden bekleneni biraz gecikme ile olsa da yerine getirdiler. *** Cumhuriyet tarihindeki TBMM'de en fazla soru önergesi, en fazla basın toplantısı, kanun teklifi veren Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, bu tarihi başarının ödülü olarak liste dışı bırakılmıştı. Küskün seçmenin gazını almak için zorunlu olarak aday yapılan Prof. Dr. Ümit Özdağ da muhalefeti bölebilmek için Genel Başkan Yardımcılığına getirilerek susturulacağı hesaplanmıştı. Ancak kendisine yakışanı yapıp görevinden istifa ederek korku eşiğinin yıkılmasını sağladı. Türk Tarih Kurumu'nun eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu da yıllardır parti disiplini, Bahçeli'ye verdiği muhalefete katılmama sözünü yerine getirme adına kan kusup kızılcık şerbeti içmişti... Kayseri'de Haziran ayında üç olan milletvekili, Kasım'da bire düşünce sebebinin seçmen değil genel başkan ve yönetim anlayışı olduğunu belirleyip Özdağ ve Yeniçeri'yle beraber ''kongre talebi''ni seslendirdi. Önümüzdeki günlerde bu kervana başka milletvekilleri ile Balgat yönetiminden isimler de katılacak. Denizli-Uşak manzaralarında görüşmek üzere...
Yeniçağ Gazetesi, 27.02.2016
Dursun Yılmaz'dan Akşener'e büyük destek
Merkez Bankası eski Başkanı ve MHP 25. Dönem Uşak Milletvekili Durmuş Yılmaz, Meral Akşener’e destek vermek üzere birlikte Uşak’a geldi. Atatürk Kültür Merkezi'nde partililere hitap ederken Akşener’e, "genel başkanım" diye hitap etmesi alkışlandı. Yılmaz, yaptığı konuymada,
“Şu andan itibaren, 'MHP Genel Başkanı MeralAkşener' diyorum, Ekonomiyle ilgili en büyük sorun ne derseniz, tasarruftur diyebilirim. Ülkemiz, geldiğimiz nokta itibarıyla önemli bir eşikte bulunuyor." dedi. Bir ülkede herhangi bir durumdan dolayı ekonomide bir şeyler yolunda gitmiyorsa, birinin gelip düzelteceğini söyleyen Durmuş Yılmaz, "Hiç bundan şüpheniz olmasın ama eğer ahlâki ve kültürel yozlaşma ortaya çıkarsa bunu tamir etmek o kadar kolay değil ve çok zaman alır, çünkü kültür dediğimiz şey onlarca, binlerce yıldan gelen damıtıla damıtıla gelen, bir gramlık esans gibi bir şeydir. Bu yüzlerce yılda biriktirdiğiniz değerleri kısa sürede harcarsanız, harcadığınız değerleri yerine koymak için çok uzun bir zamana ihtiyacınız olacaktır." şeklinde konuştu. Ekonomide tüketmeye çare bulunabileceğini belirten Yılmaz, “Bugün geldiğimiz noktada, ekonomide tüketmeye çarea bulursunuz. Kültürel alanda, üretmeden tüketmek çok zor bir şey. Şu anda yapılan şey, kültürel birikimlerimizin için boşaltılıyor, ahlâki değerlerimizi kaybediyoruz. Bu son derece ciddi bir olay. Dejenerasyona uğrayan bu kültürel ve ahlâki değerlerimizi ihya etmek için yola çıktık, başka hiçbir hedefimiz yoktur, Ahlâk yoksa hiçbir şey yok. Kırmadan dökmeden, her şeyi tartarak, sizlerin de görüşlerini alarak hedefimize hep beraber ulaşacağız.” dedi.
Yeniçağ Gazetesi, 27.02.2016
O kurultay yapılacak
MHP Genel Başkanlığı’na aday olan Meral Akşener, görevden alınan ve kapatılan il başkanlığına destek vermek amacıyla geldiği Uşak'ta partililere hitap etti. Akşener, “O kurultay yapılacak ve o kurultayda hangi karar verilirse verilsin, ben onların emrine uyacağım" dedi. Partisinin teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısının valiliklere yazdığı yazıya da değinen Akşener, “Valiliklere yazı yazmışlar, Aksaray, Samsun, Tekirdağ, Çanakkale ve Uşak gibi illerimiz tek tek kapatılmış. Seçilmiş insanları görevden almak çok kötü bir şey. Valilik kanalıyla partimizin kapatılması, kalplerimizi kanatan bir durumdur. Milletin kurduğu, ülkücülerin kurduğu, başbuğun kurduğu partiyi sadece
ihtilaller kapatmıştır. Bugün gelinen noktada kapısına kilit vurulması çok acıdır. Onun için Ali Başkan ile kader birlikteliğimiz var, onun için buradayız.” şeklinde konuştu.
'DİNÎ İNANÇLARIMIZIN YERLE BİR EDİLDİĞİ DÖNEMDEN GEÇİYORUZ'
Ekonomiyi Durmuş Yılmaz'a bırakacağını belirten Meral Akşener, “Sadece kültürel değerlerimiz değil, dinî inançlarımızın, ahlâki değerlerimizin yerle bir edildiği, erozyona uğradığı bir dönemden geçiyoruz. Hırsızlık yapanın, onun rüşvet olmadığına dair İslâm âlimlerinden fetva aldığı bir dönemden geçiyoruz. Haydi kuldan utanmıyorsunuz, bari Allah’tan korkun. AKP yöneticilerine, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Allah'ın isimleriyle hitap edildiğinde, en küçük itiraz şekliyle "estağfirullah" denilmeyen bir dönemden geçiyoruz. Kâbe'de Kâbe'ye sırtını dönerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nı alkışlamak, nümayiş yapmak olmaz, olamaz. Buna karşılık Sayın Başbakan'ın da 'estağfirullah' dediğini duymadık.” diye konuştu.
Ayakkabı kutularından para çıktığının önce inkar edilip daha sonra kabullenildiğini söyleyen Akşener, “Önce inkar ettiler, sonra kabul edip faiziyle ödendiğine şahit olduk. Kadınlarımızın şiddete uğradığı, kendini hoca diye tanıtan kimselerin, kadınlar hakkında olmadık sözleri söylediğini duyduğumuz bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bu erozyonun, bu değer erozyonunun ortadan kalkması için aynı 1919'da olduğu gibi MHP’ye ihtiyaç vardır. 1919'da nasıl bir irade ortaya koyduysak, önce İstiklâl Savaşı'yla, daha sonra cumhuriyetin kurulmasıyla irademizi şekillendirdiysek bugün de bu yaşadıklarımızı, farklılıklarımızı enerjiye çevirecek bir dile ve bir iradeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.” dedi.
'YA BAŞBAKAN OLACAĞIM, YA BAŞBAKAN OLACAĞIM'
Bozulan değerleri baştan düzeltmeye talip olduklarını söyleyen Meral Akşener, “Yeni baştan düzeltmeye, bozulan kurumları yeni baştan haline koymaya karar verdik ve bunu yapmaya kararlıyız. Bu nedenle ben ya başbakan olacağım, ya başbakan olacağım. Ben inandım, siz de inandınız. Babaanne olmaktan vazgeçtim, torundan vazgeçtim, ya başbakan, ya başbakan olacağım.” şeklinde konuştu.
Ülkenin birinci probleminin terör olduğunu belirten diyen Akşener, "2005 yılında devrin başbakanı Erdoğan, Diyarbakır’da, 'Kürt meselesi vardır. Bu benim emanetimdedir ve ben bunu çözeceğim.' dedi. Bir problemi etnik aidiyet üzerinden tanımlarsanız, onun çözümü için sadece siyaset konuşursunuz, yani bu siyaset çift unsurluluktur, çift hukukluluktur, özerkliktir, bölünmedir." dedi. 2005 yılına kadar iktidara gelen hükümetlerin, Güneydoğu'da başgösteren terör olaylarını, ayrılıkçı bölücü terör örgütünün ortaya koyduğu terör faaliyetleri olarak gördüğünü belirten Akşener, “O andan itibaren, o günün başbakanı Erdoğan zamanına kadar hangi iktidar gelirse gelsin, Güneydoğu'da başgösteren terör olaylarına, ayrılıkçı bölücü terör örgütünün ortaya koyduğu hareketler demiştirler. Sayın Erdoğan, gelenek itibarıyla cumhuriyetin ortaya koyduğu her türlü kazanıma, her türlü değere itiraz eden bir arkadaşımız olduğu için bu terör konusundaki tarifi de çok büyük bir kolaylıkla değiştirmiştir.” diye konuştu. Terörle mücadelenin iki yolu olduğunu söyleyen Akşener, “Birinci yolu, size silah tutan eli kökünden kırarsınız. İkinci yolu müzakeredir. Bu iki yoldan terör çözülmezse üçüncü yol devreye girer ve bu sorunu millet çözer. Bu çözümden de Cenab–ı Allah hepimizi korusun. Allah, bize o günleri göstermesin. Seçilir seçilmez Doğu ve Güneydoğu'ya gideceğiz. Onlarla hemhal
olacağız, düğünlerine gideceğiz, hasta ziyaretlerine gideceğiz. Birbirimizle yeni baştan kardeşlik bağlarımızı, 14 yıldır tahrip edilen kardeşlik bağlarımızı yeni baştan kuracağız.” dedi.
'KANDIRILMIŞLARIN CEZAİ EHLİYETLERİ YOKTUR'
Asla "aldattım" veya "aldatıldım" demeyeceğini ifade eden Meral Akşener, “Güneydoğu'da oyları düşünce PKK’nın büyük bir düşmanımız olduğunu, ilk defa Sayın Cumhurbaşkanı'nın ağzından duyduk. Kandırılmış ve aldatılmış arkadaşların cezai ehliyetleri yoktur ve olamaz da. Bu silahlar oraya koyulurken, o teröristler oraları kazarken valilere, kaymakamlara, emniyet müdürlerine, 'başını çevir' diyen iktidarla karşı karşıyaydık. Genelkurmay'ın 292 yazısı var iktidarda, teröristlerin yaptığı silah yığınaklarını raporlamışlar. İktidarın verdiği cevap ise, 'Bunları görmeyin.' olmuştur. Bunun anlamı, vatana ihanetin ötesinde Ceza Yasası'na göre terör örgütüne yardım ve yatakçılıktır. MHP işbaşına geldiğinde, iktidar olduğunda ilk işi, Türkiye’de terör belasının belini kırmaktır. Daha önce yaptık. Biz iktidardayken terör faaliyetlerini yüzde 50 düşürme sözü veriyorum.” dedi.
'STRATEJİK DERİNLİK DEDİLER, STRATEJİK ÇUKURA YUVARLANDIK'
Türkiye’nin dış politikasını da eleştiren MHP'li Akşener, “150 yıllık dış ilişkiler hafızasını yok ettiler. 'Stratejik derinlik' dediler, Türkiye’yi stratejik çukura yuvarladı bu arkadaşlar. İlk işimiz, ülkemizi bu çukurdan çıkarmak olacak. 'Osmanlı Osmanlı' diyerek geldiniz; Osmanlı'yı bilseydiniz, Rusya ile ilişkilerinize dikkat ederdiniz. Kırım ilhak edildiği zaman, 'Rusya’ya daha fazla sebze satacağız.' derseniz, bugün Suriye’deki Türkmenleri bombalatırsınız. Dış politika ciddiyet ister.” diye konuştu.
Yeniçağ Gazetesi, 28.02.2016
Akşener'in yeni durağı Aksaray
MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener çarşamba günü Aksaray'ı ziyaret edecek. Afyon, Uşak ve Denizli'de büyük bir ilgiyle karşılanan Akşener için Aksaray'da hazırlıklar tam gaz devam ediyor.
Genel Başkan Adayları arasında isminden en çok söz ettiren Meral Akşener’in, Denizli ile başlattığı çalışmaları çerçevesinde 2 Mart Çarşamba günü de Aksaray’a geleceği öğrenildi. Kongre için imza verdikten sonra disipline sevk edilen Av.Ayhan Erel’in ev sahipliğindeki ziyarette Akşener, partililerle bir araya gelecek.
AKŞENER’E SEVGİ SELİ
Akşener’in kapanan teşkilatları tek tek ziyaret ederek moral vereceği ifade edilirken, parti kapatılmalarının ardından Akşener’e tabanın çok daha büyük destek verdiği görülülüyor.
Yeniçağ Gazetesi, 29.02.2016
Şefkat Çetin İkilemi!
MHP'de kapatılan teşkilatlar kadar yapılan açıklamalar da konuşuluyor. Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin'in kapatılan teşkilatlarla ilgili yayınladığı metinde, "hiçbir birimimiz kapalı değildir" açıklaması yapması kafaları karıştırdı. Yeniçağ / Özel / İstanbul
Milliyetçi Hareket Partisi'nde kapatılan teşkilatlar kadar, yapılan açıklamalar da tepki çekmeye devam ediyor. Parti yönetimi tarafından son olarak Sivas, Nevşehir ve Trabzon il teşkilatları kapatıldığı açıklandı. Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin görevden aldığı teşkilatlarla ilgili yaptığı açıklamalar genel merkezdeki kafa karışıklığını gözler önüne serdi.
KAPALI, KAPALI DEĞİL!
Açıklamanın ilk paragrafında "Parti tüzüğümüzün 52. ve 54. maddelerinin tanıdığı yetkiye istinaden; Nevşehir İl, Sivas İl ve Trabzon İl Teşkilatları, MYK’nın verdiği yetkiye dayanarak Başkanlık Divanı tarafından tüzüğümüzün34. Maddesine göre kapatılmıştır" son paragrafta ise"Hiçbir birimimiz kapalı olmamakla beraber"ifadeleri dikkat çekti.
KAFALAR KARIŞIK
Genel Merkez'in yaptığı açıklamalarındaki belirsiz ifadeler, cümle düşüklükleri ve çelişkili bilgilerin bu kadar çok olması "genel merkezin kafa karışıklığı" olarak yorumlandı. Yaklaşan kurultay ve değişim talepleri Bahçeli yönetimini daha çok zorlayacağa benziyor.
İŞTE AÇIKLAMANIN TAM METNİ
.
Yeniçağ Gazetesi, 29.02.2016
Bahçeli yönetimi 3 il teşkilatını daha kapattı
MHP Genel Merkez yönetimi teşkilatları kapatmaya devam ediyor. Şefkat Çetin tarafından yapılan açıklamaya göre Nevşehir, Sivas ve Trabzon il teşkilatları kapatıldı.
Milliyetçi Hareket Partisi'nde Bahçeli yönetiminin meşru olmayan teşkilat kapatma hamlelerine bir yenisi daha eklendi. Nevşehir, Sivas ve Trabzon il teşkilatları genel merkez yönetimi tarafından fesh edildi. Delegelerin iradesini görmezden gelip, hukuksuz bir şekilde teşkilatların kapatılması, parti tabanında büyük tepki çekiyor. Elde edilen bilgilere divan üyeleri arasında daha önce de dikkat çektiğimiz gibi görüş ve fikir ayrılıkları var. Bahçeli'nin parti kapatma kararlarını teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı Şefkat Çetin ile birlikte aldığı ve bu yüzden parti yöneiminde rahatsızlığın artığı gelen bilgiler arasında. Teşkilatların kapatılması konusunda fikirleri bile alınmayan divan üyelerinden bazı isimlerin istifa kararı aldığı ancak Bahçeli'nin bunları kabul etmediği iddia edildi. YİNE AYNI AÇIKLAMAYLA GÖREVDEN ALDILAR MHP Genel Merkezi, Nevşehir, Sivas ve Trabzon teşkilatlarını fesh ederken daha önce kullandığı metnin aynısını kullanması dikkat çekti. Açıklamada, "Parti tüzüğümüzün 52. ve 54. maddelerinin tanıdığı yetkiye istinaden; Nevşehir il, Sivas il ve Trabzon il teşkilatları, MYK’nın verdiği yetkiye dayanarak Başkanlık Divanı tarafından tüzüğümüzün 34. maddesine göre kapatılmıştır. Bu karar 29/02/2016 tarihinde il başkanlıklarına ve valiliklere bildirilmiştir” denildi.
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents