Üzeyir Lokman ÇAYCI :  Zâlimler dost olamazlar
5 pages
Turkish

Üzeyir Lokman ÇAYCI : Zâlimler dost olamazlar

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
5 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

Zâlimler dost olamazlar Üzeyir Lokman ÇAYCI ¤ Dinadamlarımız görevlerini hakkıyla yapmış olsalardı bugün AKP denilenbir parti ülkemizin başında olmayacaktı. O zaman ülkemizde zulümden, haksızlıktan, yolsuzluktan, fakirlikten ve terörden de bahsedilmeyecekti! Bir din adamımızın geçtiğimiz günlerde tepkiyle istifa etmesi hadisesi, bahsettiğim konuların hassasiyetine dikkatlerimizi çekmektedir ! ¤ Peygâmberimizin(S.A.) «Fâsık (günahkâr) hakkında bildiklerinizi söyleyiniz, insanlar ondan sakınsınlar» sözüne uyarak kusur sahiplerini dile getirmek, mazlûmların haklarını aramak ve savunmak hepimizin görevi olmalıdır. Kötülükleri, size Müslüman görünerek yapıyorlar Peygâmberimizin (S.A.) :«Üç huy vardır. Kimde bulunsalar, o kimse münafıktır, isterse oruç tutsun; konuşurken yalan söyleyen, sözünde durmayan ve emânete hıyânet eden» sözünüsize hatırlatıyorum. Devlet ve millet bugün AKP yöneticilerine emanet ! Acaba onlar bu emaneti hakkıyla koruyabiliyorlar mı? Pekiyi yöneticilerin milletimize, şehitlerimize bakışları nasıl ? BOP eşbaşkanı olmak ne anlama geliyor. Şu açılımlar, tutuklamalar ülkemizde ne gibi gedikler açtı, hangi sıkıntıları pompaladı, toplumumuza hangi acıları yükledi, hangi felaketleri üretti ? Hani 12 Eylül darbecilerinden hesap soracaklardı? Sizi buna iyice inandırmışlardı? Bugüne kadar ne yaptılar, sözlerinde durdular mı? Ben o zamanlar size ne demiştim, hatırladınız mı?

Informations

Publié par
Publié le 11 avril 2016
Nombre de lectures 12
Langue Turkish

Extrait

Zâlimler dost olamazlar
Üzeyir Lokman ÇAYCI
¤ Din adamlarımız görevlerini hakkıyla yapmış olsalardı bugün AKP denilen bir parti ülkemizin başında olmayacaktı. O zaman ülkemizde zulümden, haksızlıktan, yolsuzluktan, fakirlikten ve terörden de bahsedilmeyecekti! Bir din adamımızın geçtiğimiz günlerde tepkiyle istifa etmesi hadisesi, bahsettiğim konuların hassasiyetine dikkatlerimizi çekmektedir !
¤ Peygâmberimizin (S.A.) «Fâsık (günahkâr) hakkında bildiklerinizi söyleyiniz, insanlar ondan sakınsınlar» sözüne uyarak kusur sahiplerini dile getirmek,
mazlûmların haklarını aramak ve savunmak hepimizin görevi olmalıdır.
Kötülükleri, size Müslüman görünerek yapıyorlar
Peygâmberimizin (S.A.) : «Üç huy vardır. Kimde bulunsalar, o kimse münafıktır, isterse oruç tutsun; konuşurken yalan söyleyen, sözünde durmayan ve emânete hıyânet eden» sözünü size hatırlatıyorum.
Devlet ve millet bugün AKP yöneticilerine emanet ! Acaba onlar bu emaneti hakkıyla koruyabiliyorlar mı? Pekiyi yöneticilerin milletimize, şehitlerimize bakışları nasıl ? BOP eşbaşkanı olmak ne anlama geliyor. Şu açılımlar, tutuklamalar ülkemizde ne gibi gedikler açtı, hangi sıkıntıları pompaladı, toplumumuza hangi acıları yükledi, hangi felaketleri üretti ? Hani 12 Eylül darbecilerinden hesap soracaklardı? Sizi buna iyice inandırmışlardı? Bugüne kadar ne yaptılar, sözlerinde durdular mı? Ben o zamanlar size ne demiştim, hatırladınız mı? «Bir şehidimiz olduğu zaman nasıl yaygara koparıldığını biliyorum», sözünü söyleyen kişinin ülkemizin başbakanlık koltuğunda oturması sizi herhalde hiç düşündürmüyor ? Aynı şahsın daha önce şehitlerimize «kelle» dediğini de belki unutmuşsunuzdur. Aynı kişinin kan döken Amerikan askerlerine nasıl dua ettiğini de zannedersem unutmadınız! «400 korumayla gezenler, kendi güvenliklerinden endişe duyanlar milletin güvenliğini nasıl sağlayacaklar» bunu hiç irdelediniz mi?
İmam-ı Gazâli’nin 23 konudaki uyarıları : «Bir Müslüman’ın, kendisinin beğenmediğini hiçbir Müslüman için de beğenmemelidir», «Elinden ve dilinden hiçbir Müslüman’a zarar gelmemelidir», «Hiçbir kimseye kibirlenmemelidir», «Müslümanlar hakkında hiçbir dedikoduyu dinlememelidir», «Bir tanıdığı ile üç günden fazla dargın durmamalıdır.», «biri olsun, ister kötü biri olsun elinden gelenKarşısındaki ister iyi iyiliği yapmalıdır», «Yaşlılara hürmet etmelidir, küçükleri sevmeli ve acımalıdır», «Bütün Müslümanlara güler yüzlü olmalıdır. Sert görünmemeli, sıkılır vaziyette durmamalıdır»,«Hiçbir Müslüman, verdiği sözü yerine getirmemezlik etmemelidir», «Herkese derecesine göre hürmet etmelidir. Daha aziz olanı, herkesin arasında daha aziz ve üstün tutmalıdır.», «Birbirine dargın olan iki Müslüman’ı barıştırmaya, aralarını bulmaya uğraşmalıdır.», «Müslümanların bütün ayıplarını ve gizli şeylerini örtmelidir.», «Töhmet altında kalınacak şeylerden kaçınmalıdır. Böylece Müslüman’ların kalplerini kendisi hakkında sû-i zan etmekten, dillerini de gıybet etmekten korumuş olur. Çünkü başkasının günah işlemesine sebep olan, o günaha ortak olur», «Eğer bir makam sahibi ise, hiçbir Müslüman’dan yardımını esirgememelidir.», «Bir kimsenin bir Müslüman’a dil uzattığını, canına veya malına kıymak istediğini duyunca, o kimse orada yoksa, cevapta orada bulunmayan Müslüman’ın vekili olmalı ve o zulmü ondan gidermelidir», «Bir Müslüman kötü bir kimse ile arkadaşlık ederse, ona iyi muamele etmeli ve kurtulması için uğraşmalıdır. Ona kötü bir söz söylememelidir», «Fakirlerle oturup kalkmalı, arkadaş olmalıdır. Zenginlerle oturmaktan kaçınmalıdır», «Bir Müslüman’ın gönlünü sevindirmeye uğraşmalı, ihtiyacını gidermelidir», «Kime rastlarsa konuşmadan önce selâm vermelidir. Elini sıkmalı, musafaha etmelidir», «Aksıran kimse “elhamdülillâh”
demelidir», «Tanıdığı Müslüman’lara, hasta ziyaretlerine gitmelidir. Ahbâbından olmasa da gidilebilir», «Müslüman kardeşinin cenazesinin ardından gitmelidir», «Kabir ziyaretlerine gitmelidir. Onlara duâ etmeli, ibret almalıdır; Düşünmelidir ki, onlar önceden gitti, kendisi de yakında gidip, yeri orası olacaktır». (1) «Kendi milletinin fedakâr, kahraman insanlarına devlet gücünü ya da unvanlarını kullanarak İftira eden, zulmeden, haksızlık yapan» ve «Irak’ta Müslüman kanı döken ya da Müslüman bayanlara tecavüz eden Amerikan askerlerineiçinülkelerine sağ selim dönmeleri dua eden», haçlılara övgüler yağdıran bir Müslümanlık anlayışını, onlar gibi kabullenenler, destekleyenler Kur’an hükümlerine göre dinden çıkmış olmuyorlar mı ? «Bu tür kişiler İslâm’ı tebliğ etmede etkili ve dünya insanlarına örnek olmada başarılı olabiliyorlar mı ? Yoksa dinimizi kötülükler içerisinde göstererek İslâm’a gönül verenlerin, dinimizi kabul etmek isteyenlerin dinden uzaklaşmalarına mı sebep oluyorlar ?» bu konu mutlaka bütün yönleriyle ele alınmalıdır!
Kişileri inançlarından vuranlar
«Kur’an ayetleri çok sert, biraz yumuşatılmalı» diyenlerin «ılımlı İslâm», «dinler arası diyalog», «medeniyetler arası ittifak» söylemlerinin arkasında İslâm’ı Amerikanlaştırma, Müslümanları da yozlaştırma gayretleri olduğu artık gizlenmemektedir. Bu sebeple ülkemizde camiler kiliseleştiriliyor, bütün yollar açılarak misyonerliğin yaygılaştırılması ve Müslümanların da Hıristiyanlaştırılmalarına neden olacak şartlar için olanca güçleriye çalışıyorlar. Bu konu çerçevesinde ekonomik kriz adı altında, işsizlik, yoksulluk yaygınlaştırılıyor, fabrikalar satılıyor veya kapatılıyor… Böylece aç ve fakir hâllere düşürülen insanları misyonerlerin ellerine geçirilmeleri kolaylaştırılıyor. Bugün Türkiye, dışarıdan giren sıcak paralarla ayakta duruyor. Yarınlarda bu paraların çekilmeleriyle AKP iktidarı, takip ettiği kötü siyasetle istikrarsızlığa sebep olabilecektir. Hiçbir önlem projesi oluşturamadıkları sebebiyle de ekonomik tehlike Türk milletini derinden etkileyecektir. AKP’yi destekleyenler, oy verenler, AKP tahripleri karşısında sessiz kalanlar çok yönlü bir vebal altında, ne Türk milletine ne de Allah’a (C.C.) hesap veremeyeceklerdir.
Ülkemizde Başbakanlık koltuğunda oturan şahsın içinde bulunduğumuz çağda, geçmiş dönemde yaşanılan vahşeti, ilkelliği bir kenara atarak ya da görmezlikten gelerek Haçlılara övgü yağdırması yukarıdaki bahsettiğim konuların bir başka yönden itirafıdır. Bu sebeple camilerde okunan ayetlerden Peygamberimizin (S.A.) ismi çıkarılmakta, her camide ezan okunulması yasaklanmaktadır. Bunlar kademeli olarak ve alıştıra alıştıra uygulandığı için içlerinden inançları koparılanlar tarafından, başka olaylarla, çok hızlı gelişen gündemlerle, maksatlı haber ve yayınlarla beyinleri yıkanarak görülememektedir.. Adeta dünya Müslümanlarına «Mustafa, Ahmet, Ali, Ayşe, Fatma ismini taşı, ama emperyalizme hizmet et! Sen süt tozuyla beslen, bizim çocuklarımız sütle beslensinler… Sen zenginliklerini, yeraltı zenginliklerini bize bırak, biz ülkemize taşıyalım, aç kalmana vesile olacak suskunluklar, bilgisizlikler, tepkisizlikler bizim için gereklidir, tıpkı Somali’de yaşanan yoksulluklar gibi… » denilmektedir ! Somali’yi bugünkü haline kimler getirdi, hiç araştırdınız mı ? Neden Recep Tayyip Erdoğan, eşi, Ajda Pekkan, Seda Sayan milyarlık, takı ve giysilerle mübarek
Ramazan ayında onların o hazin hallerini siyasi istismar haline dönüştürdüler. Dinimiz ne diyordu : Bir elin verdiğini diğer el görmeyecek !» Yani şehit ailerinin ülkemizde gözyaşlarının kurumadığı, şehitlerin kanlarının dinmediği bir zamanda «bir başka ülkeye yardımı» siyasi malzeme yapmak ; ülkesindeki şehitlere, yaşatılan acılara, açılım fiyaskosuyla oluşturulan olaylara sırt dönmek ancak kirli siyasetin dışa vurumu, İslâmî ve insanî olmayan tavırların teşhiridir !
Ergenekon adı altında Türk Ordusu içerisinde oynanan oyunlar, masum insanlara reva görülen zulümler BOP’un ülkemizde sergilediği hazin hallerdendir ! İmam-ı GazâliKalp ve itikattaki günahları«Zâlime meyil etmeleri, onu sevmeleri ve onun yanında kendilerini küçük görmeye inanmalarıdır. Nimetlerine bakması, dünyayı istemelerinin artmasıdır.» şeklinde açıklarken Peygamberimizin (S.A.) bir sözünü naklediyor : «Ey Mekkeliler, ey Allah yolunda hicret edenler! Dünyayı sevenlere yaklaşmayın. Allahü Teâla verdiği rızık ile size düşman olur.» İmam-ı Gazâli «hiçbir zâlimin yanına gitmeye izin yoktur» demektedir. Ancak, zâlimin şerrinden korkulduğu zaman veya hakkını aramak ya Müslümanlara faydalı olmak için gidilebileceği tavsiye edilmektedir. Zâlimle görüşürken yalan söylememeli, ikaz ve uyarı için nasihat etmeli ve asla zâlim övülmemelidir, denilmektedir. Zâlimlerin kötülüklerine zulümlerine sert davranmanın, aşağılıklarını göstermenin, onun dünyalıklarına göz dikmek için yakınlaşmamanın önemi dile getirilmektedir. (2)
İmam-ı Gazâlizâlimlere yaklaşmadaki günahlarıaçıklarken bize Peygamberimizin (S.A.) bir sözünü hatırlatıyor : «Zâlim olmasa bile, bir zengine zenginliğinden dolayı tevâzu edenin dininin yarısı gider.» (3)
İlim ve din adamlarının rolleri
Bugün bazı ilim adamlarının kirli siyasetin içerisinde yer aldıklarını, çıkar için kötülüklere, haksızlıklara, adaletsizliklere ve ihanetlere destek olduklarını görüyoruz. Bu şekilde bilinmezliğe ya da gaflete sürüklenmeleri ise onlara kendi yerlerini, konumlarını, özelliklerini ve görevlerini hatırlamalarına ya da idrâk etmelerine engel olmaktadır. Yani, bu durumlarıyla yöneticilere, idarecilere, «insanlara yol göstermeleri gerekenlere yol gösterme mecburiyeti» doğmaktadır. Gırtlaktan aşağı inmeyen ilim ve din, insanları sadece konuşan, yemekten, içmekten başka bir şey düşünemeyen yaratıklar haline dönüştürmektedir. İşsiz ve aç kalmaktan korkarak zalimlere sığınmak Allah’tan (C.C.) uzaklaşmanın bir yansımasıdır! Peygamberimiz (S.A.) böyle kişilerin özelliklerini : «Âlim, ilmi ile Allah rızasını murat ederse, ondan her şey korkar. Fakat ilmi ile para yığmayı kastederse, kendisi her şeyden korkar.» sözüyle açıklamaktadır. (4) İmam-ı Gazâli «Memurların bozukluğu, devlet reislerinin ve devleti yönetenlerin bozukluğundan ileri gelir. devlet reislerinin ve devleti yönetenlerin bozukluğu da âlimlerden olur. Çünkü onları ıslâh eylemez, doğru yola çağırmaz ve kötülük işleyince onları ikaz eylemezler.» demektedir. (5)
Ankara, 20.08.2011
¤
Zâlim : Zulmeden, haksızlık yapan
° Kimyâ-yı Saadet, Dördüncü asıl, İmam-ı Gazâli, Sayfa 284 (1) ° Kimyâ-yı Saadet, Dördüncü asıl, İmam-ı Gazâli, Sayfa 255 (2) ° Kimyâ-yı Saadet, Dördüncü asıl, İmam-ı Gazâli, Sayfa 254 (3) ° Kimyâ-yı Saadet, Dördüncü asıl, İmam-ı Gazâli, Sayfa 256 (4) ° Kimyâ-yı Saadet, Dördüncü asıl, İmam-ı Gazâli, Sayfa 257 (5)
¤
¤ dimanche 21 août 2011 10:54 Konu : Zâlimler dost olamazlar
Sayın Üzeyir Çaycı, İçine sürüklendiğimiz zaman diliminde maalesef insanlık kendilerine zülüm edenlere dost haline getirildi. Bilirsiniz psikolojide , ‘’Stalin’in yolunmuş tavuğu’’ sendromu vardır. Türkiye’de adeta bu sendromun uygulama alanı haline çevrilmiştir. Yüzyıllarca biat kültürü ile beyinleri devşirilmiş bir toplumdan da başka bir davranış beklemek zaten abesle iştigal etmek gibidir. Umutsuz değilim ancak çok ama çok kaygılıyım. Bence bu çıkmazdan çıkış yolu, ‘’bilinçli yurttaş’’ sayımızın süratle arttırılmasından geçmektedir. Sevgilerimle.
Atakan Mert
¤ lundi 22 août 2011 10:14 Konu : Zâlimler dost olamazlar
Değerli Üzeyir. Gönülden kutlarım seni.. Çok güzel bir yazı olmuş. AB-D emperyalizminin son oyununu gayet açık dile getirmişsin. Kolay gelsin. Sevgi ve saygılarımla.
Mehmet Ali KÖRPINAR
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents